“{Milis} sisteminin temel noktası, subay ve erler arasındaki toplumsal eşitlikti. Genarelden ere kadar herkes aynı parayı alıyor, aynı yemeği yiyiyor, aynı elbiseleri giyiyordu ve herkes tam bir eşitlikle kaynaşmıştı. Tümen komutanın ensesine vurup bir sigara almak isterseniz, bunu yapabiliyordunuz ve hiçkimse bunun tuhaf olduğunu düşünmüyordu. Kuramsal olarak, her milis birliği hiyerarşi değil, bir demokrasiydi. Emirlere itaat edilmesi gerektiği anlaşılmıştı; ancak bunun yanı sıra bir emir verdiğinizde bunun bir üstten bir asta değil, bir yoldaştan diğer bir yoldaşa verildiği de anlaşılmıştı. Subaylar ve N.C.O.’lar {erler} vardı, ancak bilinen anlamında askeri rütbe yoktu; ne ünvan, ne nişan, ne topuk çarpma ve ne selam verme. Milis güçleri içinde, geçici olarak işleyecek bir sınıfsız toplum modeli oluşturmaya kalkışmışlardı. Tabiatıyla tam bir eşitlik söz konusu değildi, ancak şimdiye kadar gördüğümden veya savaş zamanında olabileceğini düşündüğümden çok daha fazla eşitlik vardı”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder